DEM Parti’li Doğan: Kayyumlar yerine İmralı’nın kapıları açılsaydı, siyasi ve hukuki zemini konuşma ihtimali olabilirdi

“`html

T24 Politika

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Atılan somut adımları incelemeye çalıştığımızda kayyum gibi hukuka aykırı bir durumu görmekteyiz. Alternatif olarak, İmralı Adası’nda kapılar açılır ve Öcalan tarafından belirtilen koşullar sağlanırsa, bugün kendisinin öne sürdüğü ‘siyasi ve hukuki zemini’ tartışma imkanımız olabilirdi. Çağrımızı yineleyerek belirtmeliyiz: Biz burada varız. Disiplin cezaları ve avukat görüş yasakları ile İmralı Adası’nı kapalı tutup tecridi sürdürmek yerine, Öcalan’ın çağrısına kulak vermeniz gerektiğini vurguluyoruz.” dedi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Doğan’ın konuşmasının önemli noktaları şöyle:

“Kayyum rejimi, uzun yıllardır zorla dayatılmaya çalışmakta. Antidemokratik bir yönetimden, mevcut darbe anayasasıyla bile çelişen, hukukun dışına çıkan bir uygulamadan söz ediyoruz. 2016’dan bu yana sürdürülen bu hukuksuzluğun yarattığı yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve yeni rant mekanizmalarını günden güne ifşa ediyoruz. Neden bu konuları dile getiriyoruz? Çünkü Hakkari’ye atanan kayyum ilk belirlendiğinde, bu durumun Ankara’nın seçim hakkını ve halk iradesini gaspettiğini vurguladık. Hakkarililerin diliyle, kültürüyle ve yaşam tarzlarıyla oynanması, orada yaşayanların yaşam biçimlerini olumsuz etkilemektedir.”

“Kayyum ile ilgili kanun teklifi bir an önce Meclis’ten geçirilmelidir”

Esenyurt’a kayyum atandıktan sonra, bu uygulamanın fazla uzanmadığını düşündüğümüz alanlardan buralara kadar yayıldığını gözlemledik. Sürekli olarak ‘Kürt kimliğinden dolayı Türkiye’de bir suç yaratılmaya çalışılıyor’ dedik. Bu tespiti sadece yapmadık, bu duruma bedel ödeyen bir siyasi geleneğin parçasıyız. Esenyurt’ta yaşanan gelişmeler, Ahmet Özer’in yerine kayyum atanması, yıllardır dile getirdiğimiz bu tespiti doğrulamamızı sağladı. Tüm muhalefet, kayyum uygulamalarının Anayasa’ya aykırı olduğu noktasında hemfikir. Meclis’te, kayyumun halk iradesine bir darbe olduğu konusunda konsensüs sağlandı. Bu mutabakata dayanarak Meclis’te sunulan yasama teklifi hızla gündeme alınmalıdır. Kayyum rejimi tamamen ortadan kaldırılmalıdır.”

Bugün iktidar için oy veren seçmenler, kayyum uygulamalarının yarattığı rahatsızlığı kamuoyu araştırmalarında ifade etmekten çekinmiyor. Bu durumun kendi bölgesinde yaşanan yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve ranta neden olduğunu görebilen herkesin hemfikir olması son derece doğaldır. Asgari düzeyde hukuk uygulamak istiyorsanız, bu uygulamalarınız olmalıdır. Ancak hukukun asgari gerekliliklerinden bile vazgeçmek isteyecek olursanız kayyum ve tecrit rejimine yönelirsiniz. Bunu sürdürmenin son çırpınışları olarak değerlendirilmelidir. ‘Geçici görevden alınma’ diyorlar fakat bunlar hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları olmadığını şimdi görüyorsunuz. Hakkari Belediye Başkanımız için 20 Kasım’da verilmiş olan mahkeme kararının kesinleşmiş bir yargı kararı olamayacağı açıktır. Bu nedenle de işlem yapılamaz. Zorla bu rejimi sürdürmeyi düşündüğünüz yanlış.”

“Biz, Türkiye’nin en tutarlı siyasi geleneğine sahip bir partiyiz. Çünkü ilkelerimiz ve değerlerimiz var”

Bu tür uygun koşullar altında böyle bir tarihi fırsatı kaçırmak, Türkiye’nin barış ve çözüm isteyen, daha eşit ve adil bir toplum için çaba gösterenlerin seslerini duymak açısından bir kayıptır. Bu sese vereceğiniz yanıt, antidemokratik uygulamalarla değil, çözümünü destekleyen somut ve yeni adımlarla olmalıdır. Bu durumun sağlanabilmesi için tecridin kaldırılması gerekiyor. Öcalan’ın bu tartışmalara katılabileceği özgür çalışma koşulları sağlanmalıdır. Öcalan, bu koşullar sağlandığında Kürt meselesine dair demokratik çözüm ihtimalinin doğabileceğini açıkça ifade ediyor. Haftalar geçti ve neredeyse 1,5 ay oldu. Somut adımların sıralanması gerektiğini düşündüğümüzde, kayyum uygulamalarının hukuksuzluğundan dolayı bir adım atılmadığını görüyoruz. Bunun yerine İmralı Adası’nın kapılarını açmak, Öcalan’ın dikkat çektiği koşulları sağlamak, bugün kendisinin ifade ettiği ‘siyasi ve hukuki zemin’ koşulunu konuşma olanağı yaratabilirdi. Tekrar çağrımızı yineliyoruz; biz burada varız. Disiplin cezaları ve avukat görüş yasakları ile İmralı Adası’nı kapalı tutmak yerine, Öcalan’ın çağrısına dikkat edin.” (ANKA)


‘Görünmeyen Cemaat: Mürideler’in yazarı ve ‘Kızıl Goncalar’ dizisinin danışmanı Filiz Gazi, tarikatlarda kadınlara biçilen hayatları anlattı

DEM Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan

Günün öne çıkan haberleri…

TIKLAYIN | Araştırma: Cumhur ittifakı seçmeni “Güçlü lider çıkarsa oy veririm” diyor

TIKLAYIN| Gazeteci Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatıldı

TIKLAYIN | Uludağ’daki 1000 liralık çorba için inceleme başlatıldı

TIKLAYIN – Tolga Şardan | Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

TIKLAYIN | Meşhur börekçinin ismini kullanıyorlardı; böreklerinde kıyma yerine sakatat çıktı!

TIKLAYIN – Icardi’yle aşk yaşadığı iddia edilen Selin Ciğerci sessizliğini bozdu

TIKLAYIN | Ali Babacan: Bakü’deki çevre toplantısına Erdoğan ile birlikte 1860 kişi gitmiş!

TIKLAYIN | 10 soruda Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir